Kullanım amacı
Sars-Cov 2'ye karşı İgG /İgM antikoru için teşhis kiti. Tam kan, serum, plazmada Sars-Cov-2 virüsüne karşı antikorların kalitatif tespiti için hızlı bir immünolojik testtir.
Koronavirüsle İlgili Basit Gerçekler
Koronavirüsler insan ve hayvanlarda başta solunum, sindirim ve sinir sistemlerinde olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açarlar. Klinik bulgular ateş, boğaz ağrısı, yorgunluk ve kuru öksürük, eklem ağrıları, koku ve tat duyularının kaybı ve eşlik eden diğer sistematik semptomlardır. Hızla şiddetli pnömoni, solunum yetmezliği, akut solunum sıkıntısı sendromu, septik şok, çoklu organ yetmezliği, şiddetli asit baz metabolik bozukluğu gibi hayatı tehdit edebilen sorunlar gelişebilir.
Sars-Cov-2 genellikle önce solunum damlacıkları (hapşırma, öksürme vb) yoluyla ve temasla bulaşma (burun karıştırmak, göz ovmak, yüze dokunmak vs) eğilimindedir. Virüs ultraviyole ışığa ve ısıya duyarlıdır ve 30 dakika boyunca 56 derecede veya etil eter, %75 etanol, klor içeren dezenfektan, peroksi asetik asit ve kloroform gibi lipit çözücülerle etkin bir şekilde inaktive edilir.
Bu nedenle virüsten korunmada ve bulaşın engellenmesinde en basit ve etkili yöntemler olarak sosyal mesafe, maske ve hijyen önerilmektedir.
Hastalığın teşhisinde ise burun ve boğazdan alınan sürüntülerin incelendiği PCR testi öncelikli olarak kontrol edilmektedir, ayrıca akciğer tomografisi ve çeşitli kan testleri de tanı koymaya destek olan kriterlerdir. Tabii ki bunlar gelişmiş laboratuvar imkanlarının olduğu hastane ortamlarında uygulanmakta olan yöntemlerdir.
Birçok insan bu pandemi ortamında hastaneye gitmeyi tercih etmemekte ama aynı zamanda da test yaptırmak istemektedir. Şu anda geçirmekte olduğu veya kısa bir süre önce geçirdiği semptomların Koronavirüse bağlı bir enfeksiyon olup olmadığını merak etmektedir. İşte hızlı testler (quick test, rapid test) bu taleplere cevap vermek üzere insanlara sunulmaktadır.
Bu testler ülkemizde TC Sağlık Bakanlığı’nın birkaç ay süren incelemeleri sonrasında ilgili birimlerce onay verilmek suretiyle kullanıma sokulmuştur.
Bu testlerle ilgili yalancı negatiflik (false negative) veya yalancı pozitiflik (false positive) tartışmaları mevcuttur. Fakat aslında bu kavramlar bütün testler için kullanılan bilimsel terimlerdir. Tıpta kullanılan tüm test ve yöntemler bu kavramlarla değerlendirilir ve bu doğaldır. Şu unutulmamalıdır ki bir hasta veya hastalık hiçbir zaman tek başına bir test, yöntem veya semptomla değerlendirilemez, eğer öyle yapılırsa yanılma, hata yapma olasılığı yükselir. Bu tıbbi bir gerçektir.
Bu tür tartışmalar örneğin hastanelerde veya laboratuvarlarda kullanılan PCR yöntemiyle ilgili olarak da mevcuttur. Öksürük, ateş, boğaz ağrısı, halsizlik gibi semptomları olmasa da PCR sonucu pozitif çıkan veya akciğer tomografisinde bulguları, oksijen saturasyonunda düşüklüğü, nabzında artışı, solunumunda sıkıntısı olup da PCR sonucu negatif çıkan bir sürü hastayı duyarız ve görürüz. Acaba bu sonuçlar yalancı negatifliği veya pozitifliği göstermiyor mu? Elbette gösteriyor.
Her hasta ayrı bir birey olarak değerlendirilmesi gerektiği için tıpta bilimsel bir mutlaklıktan söz etmek zordur. “Hastalık yoktur, hasta vardır” sözü tıbbi bir atasözüdür adeta. Yani her hasta genel bilgiler ışığında ama kendi özelinde değerlendirilmelidir.
Koronavirüs hastalığı ve testleri de bu kuralın dışında değildir. İster PCR olsun, ister hızlı testler olsun bir doktor tarafından yapılmalı, hastanın şikayetleri ve muayene bulguları gözönünde bulundurularak değerlendirilmelidir. Bu konsültasyon sonucuna göre de tedavi ve takibi düzenlenmelidir.
Dr. Emin Ali Tutuncu
( instagram: @eminalitutuncu – wa.me/0905443097978 )