Radyasyondan Korunma

Radyasyondan Korunma

Radyasyon Nedir?

Radyasyon İngilizce ışınım anlamına gelmektedir ve bir enerjinin bir merkezden parçacık veya dalga halinde uzaya / çevreye yayılmasını ifade eder.  Radyasyon deyince bizim aklımıza gelen daha çok iyonize edici nükleer radyasyondur. Halbuki başka radyasyon çeşitleri de vardır, kızılötesi ve ultraviyole gibi optik radyasyonlar, radyo frekansı ve mikrodalgalar gibi elektromanyetik radyasyonlar gibi.

İyonize etki kimyasal bağların kopmasıyla ilgilidir, moleküllerin yapı taşlarının parçalanmasına neden olur, sonuçları ani veya uzun vadede görülebilir. Örneğin nükleer santrallerin patlaması sonucu cisimlerin parçalanması, biyolojik canlıların ölmesi veya yüksek derece X ışınlarına maruziyet sonrası vücutta yaralar oluşması, sonrasında kanser gelişmesi… İyonize olmayan etki ise kendini fotokimyasal değişimler, ısı değişimleri veya ısısal olmayan kimyasal / fiziksel değişimler olarak gösterir.

Aslında, tüm evren atom ve atomaltı yapıtaşlarından oluştuğu için bir enerji kaynağıdır. Gördüğmüz ve göremediğimiz her madde titreşmekte, çevreye dalgalar veya noktacıklar halinde enerji yaymaktadır. Çevremizde her yerde radyasyon vardır, güneşte, dünyada, enerji hatlarında, elektronik cihazlarda vs.

Her şeyin çoğu zarar olduğu için radyasyonun fazlasının zarar olduğu da bir gerçektir. Örneğin çok fazla güneşe maruz kalmak yani güneşin uv ve kızılötesi radyasyonuna maruz kalmak orta ve uzun vadede cilt kanserine neden olmaktadır.

Ya elektronik cihazlar?

Son yıllarda hızla ve daha fazla bir şekilde bu cihazlardan yayılan radyasyona maruz kalıyoruz ve bunların insan sağlığına ne kadar ve nasıl etki ettiğine dair yeterli bilimsel çalışma yok. Şimdilik pek fazla önemsemek de radyasyonun etkileri kendini göstermeye başladı bile, son yıllarda artmaya başlayan kanser vakalarının nedenlerinden birinin bu artmış radyasyonlar olmadığını kim ispat edebilir? Veya yükselen bağışıklık sistemi hastalığı oranlarının, kötüleşen kronik sağlık sorunlarının?

Anımsayın, sigara ve kola yüzyıl önce doktorlar tarafından ilaç olarak öneriliyordu ve eczanelerde satılıyordu.

    

Zararlarının anlaşılması onlarca yılı aldı ve bu arada milyonlarca insan bunlara bağlı çeşitli hastalıklara yakalandı.  

Benzer bir rehavet elektrikli ve elektronik cihazların etkisiyle ilgili olarak da yaşanmaktadır. Bu cihazların zararlı etkileri için de aynı tecrübeyi yaşamamız şart mı?

Cep telefonu, akıllı telefon, mobil telefon, wi-fi, internet, bilgisayar, laptop, tablet, televizyon, bluetooth kulaklıklar, mp3 oynatıcılar gibi elektronik cihazlar artık kaçınılmaz olarak hayatımızın bir parçası, bunları terketmek, atmak, bırakmak söz konusu değil. Bu, motorlu taşıtlar  kazaya neden oluyor, onları kullanmayalım, ortadan kaldıralım demeye benzer. Bu mümkün değildir. Fakat nasıl otomobillerin ve diğer araçların güvenli kullanılması için kurallar düşünülmüşse, nasıl emniyet kemeri, hava yastığı gibi tedbir gereçleri geliştirilmişse aynı durum radyasyon yayan cihazlar için de geçerli olmalıdır. Denetlemeler, kurallar düşünülmeli ve önlemler alınmalıdır. Bunların bazıları kamu kurumlarının görevi olurken insanlar da bireysel korunma için kendi tedbirlerini almalıdırlar.

Bununla ilgili çok fazla çalışma, seçenek olmasa da bazı ürünler mevcuttur.

Radyasyondan korunmak.

Bunlardan biri Almanya’da üretilen Geosafe/Pocketsafe keseleri. Bunlar, içinde ışınımları çeşitli derecelerde kıran doğal ve sentetik yarı değerli taşları / kristalleri ihtiva eden kılıflardır. Fizik derslerinden hatırlarsınız, dalgalar bir ortamdan başka bir ortama geçtiklerinde ya yansırlar, ya emilirler, ya kırılırlar; örnek, ışığın havadan suya girmesi veya havadan bir prizmaya girmesi deneylerindeki davranışları. İşte bu keseler de bu fiziksel kuralları temel alarak hazırlanmış, özellikle dalgaları en fazla kıran ve yansıtan taşlar / kristaller tespit edilmiş ve belli oranlarda karıştırılarak çeşitli ürünler elde edilmiş.

Tabii ki bu kristallerin isimleri ve miktarları Know-How olarak, ticari sır kapsamında açıklanmıyor.  Fakat bunların etkili olup olmadığını nasıl anlarız? İspat edip, güven verecek yöntemler mevcut mu? Niceliksel ve niteliksel olarak bunları test edebilir miyiz?

Evet, bu biyofiziksel yöntemlerle mümkün. Bu yöntemler şunlar: EAV, Psikokinezyoloji ve Biyotenzör.

Radyasyon koruyucularının testleri

EAV, Dr. Reinhard Voll’ün geliştirdiği bir tür voltmetredir, niceliksel ölçümler yapar. Bu cihazın yardımıyla vücutta belirli noktalarda yüzeysel gerilim ölçülür. Örneğin bir mobil telefonun bedene etkisi vücuda yaklaştırıldığında elektriksel değer artışı olarak tespit edilir, Kristal Kalkan olarak adlandırdığımız radyasyon engelleyici vücuda yaklaştırıldığında ise bu yükselen değerin optimal değere doğru düştüğü görülür. (EAV testinin videosunu izlemek için tıklayın)

Psikokinezyoloji, Dr. Dietrich Klinghardt ve Roger Callahan’ın öğretilerine dayanan, beden (soma) ve psike/psişe (bilinç, bilinçaltı ve zihin birlikteliği) arasındaki enerji dengesizliğini niteliksel olarak test eden yöntemlerdir. Çeşitli etkenler (hastalıklar, alerjiler, elektronik cihazlar vs.) bu dengeyi bozar ve bunu somatik / kinezyolojik olarak izlemek mümkündür. Bu yöntemlerden en meşhuru kol testidir. Örneğin bir telefon vücudun enerjetik alanına yaklaştırıldığında kas gücü düşer, Kristal Kalkan olarak adlandırdığımız radyasyon engelleyici vücuda yaklaştırıldığında ise kas gücü artar. Bu yöntemi eğitimini alan herkes uygulayabilir veya yöntemi bilen tamamlayıcı tıp hekimlerine başvurarak test edebilir.

Biyotenzör ise enerjetik etkilere hassas çeşitli metallerden yapılabilen bir çubuktur. Tıpkı bir EKG cihazının yazıcı ucundaki metalin vücuttan (kalpten) gelen elektrik enerjisini 2 boyutlu olarak çizmesi gibi etkileşim içine girdiği maddelerin enerjik etkilerini 2 yönlü salınım hareketleriyle niteliksel olarak gösterir. Örneğin vücuda yaklaştırılan bir akıllı telefon biyotenzörde negatif bir salınıma neden olurken, Kristal Kalkan olarak adlandırdığımız radyasyon engelleyici vücuda yaklaştırıldığında ise pozitif bir salınıma neden olur. Bu yöntemi de eğitimini alan herkes uygulayabilir veya yöntemi bilen tamamlayıcı tıp hekimlerine başvurarak test edebilir.

Konuyla ilgili videomuz için tıklayınız. 

Dr. Emin Ali Tutuncu / 17.07.2020 / Antalya

( instagram: @eminalitutuncu – wa.me/0905443097978 )

Bu site, Bulut Web Site Web Tasarım Sistemi kullanmaktadır.
Canlı Yardım